FRENCH MANİKÜRÜ
FRANSIZ MI?
Fransızlar,
kişisel görüntüye dikkat etmenin ne kadar önemli olduğunu, kör göze parmak
şeklinde bilerek yaşayan kimseler olmuşlardır. Dilden dile dolaşan;
"Fransızlar ayda bir yıkanıyorlarmış, kokuları hissedilmesin diye de parfümü
icat etmişler" önermesi, bir efsane mi yoksa gerçek mi tam bilemiyoruz.
Tıpkı buna çok benzer bir önermenin French Manikürü için gerçek olup olmadığını
bilemediğimiz gibi. Önerme şu; "Fransızlar çok pis insanlar olduklarından,
şu anda French Manikürü olarak adlandırılan manikür çeşidini, tırnaklarının
içlerindeki pisliği kapatmak için bulmuşlar."
Fransızlar
artık bir sebepten ötürü bu manikürü icat etmişler. O zamanki French Manikürü
ile günümüzde kullanılan manikür arasında çok büyük farklar yok aslında. Durum
ortada; tırnakların uçları beyaza, kalanı da çok açık pembe tonda boyanır. Bu
yöntemin 1920'li ve 1930'lu yıllarda maksimum seviyeye ulaşan popülaritesi,
zamanla bambaşka türler ortaya çıkınca yok oldu. Ta ki 1975'e kadar.
O dönemde
Hollywood çok hareketliydi. Zamanın şartlarına göre inanılmaz bütçelerle, çok
büyük film yıldızlarının boy gösterdiği filmler çekiliyordu. Bir de renkli
filmlerin yapılmaya başlandığını düşünürsek, kamera önündeki görüntünün önemi,
herşeyin (bazen oyunculuğun bile) önüne geçiyordu. Siyah-beyaz filmlerin bir
çok yıldızı, yüzlerine renk gelince iş bulamaz olmuşlardı. Oyunculara ek olarak
yapımcılar için de çok zorlayıcı olmuştu bu durum. Dekorların, kıyafetlerin
renkleri önemli hale gelmiş, oyuncular için çeşit çeşit kostümler ve makyaj
ürünlerinin hazır edilmesi gerekmişti. Erkek oyuncular idare ediyorlardı ama
kadın oyuncuların sıkıntıları çok büyüktü... Kıyafetlerine uygun makyaj
yapılması gerekiyordu ve bir günde belki de 5-10 farklı kıyafetle çekim yapmak
zorunda kalıyorlardı.
Yapımcılar
ve yönetmenler bu olayı çözmek için çıkar yol aramaya başladılar ve imdatlarına
Jeff Pink yetişti. Ondan istenen şey; kadın oyuncuların dolaplarındaki kıyafet
çeşitliliğine uygun, maliyeti düşük bir tırnak önerisi getirmesiydi. Öyle bir
şey sunmalıydı ki, her kıyafete ve tarza uygun olmalıydı. Adam düşündü taşındı
ve en basit fikirle ortaya atladı: Her tarza en uygun tek tırnak, doğal
tırnaktır! Ama bunu yönetmenlere söyleseydi işsiz kalırdı. Hemen, eskiden
Fransızların kullandığı yöntemi modernize etti. Uçları yine beyaz oje ile
boyadı ama kalanını pembe yerine şeffaf ve parlak bir cilayla kapladı. Herkes
sonuçtan memnundu.
Jeff Pink,
bu numarasını da yanına alarak Paris'e gitti. Paris, her zaman olduğu gibi o
zaman da modellerin, stilistlerin ve tasarımcıların en kusursuzlarını
barındırıyordu. Manikürü gösterdi onlara ve herkes çok sofistike buldu. Uçakla
Amerika'ya dönerken, yeni ürünü için isim düşünmeye başladı. Çok zorlanmadan,
Paris'teki yeni arkadaşlarına selam çakarak ismini French
Manikürü koydu.
Gerisi
zaten bildiğiniz gibi, French Manikürü, tırnak deyince kırmızı oje ile birlikte
ilk akla gelen şey oldu. Haftada beş gün 9-18 çalışan kadınların da, ilk
buluşma heyecanı yaşayan kadınların da, gelinlik içindeki kadınların da sürekli
kullanabildiği üst düzey bir buluş.
1 yorum:
Fransızlara pis demeyelim ama zamanın şartları, savaşlar, saraylarda evlerde alt yapının olmaması ve hastalıklar insanları daha az yıkanmaya itiyordu. Bu yüzden sık sık temizlenebilen insan zengin insandı aslında. o yüzden peruklar ve parfümler bir anda yayıldı.
Yorum Gönder